Karın Ağrınızın Sebebi Fıtık Olabilir

Kişinin günlük hayatını olumsuz olarak etkileyebilen karın duvarı fıtıkları, cerrahi kliniklerde en sık tedavi edilen hastalıklardan biri olan karşımıza çıkıyor.

Karın duvarı fıtıklarının gelişen teknoloji ile kolayca tedavi edilebildiğini belirten Türkiye İş Bankası grup şirketleri arasında yer alan Bayındır Sağlık Grubu, Bayındır İçerenköy Hastanesi Genel Cerrahi Uzmanı Dr. Tufan Hacıahmetoğlu, fıtıklara karşı alınması gereken önlemler ve tedavi yöntemleri hakkında açıklamalarda bulundu.

Günlük hayatı olumsuz etkileyebilen karın duvarı fıtıkları, göbek deliği, kasık kanalı gibi doğal zayıf bölgelerin yanı sıra, karın bölgesinde gerçekleştirilen kesilerin ardından da oluşabiliyor.

Erişkinlerde karın duvarı fıtıklarının oluşma nedenlerine ve risk faktörlerine dikkat çeken Bayındır İçerenköy Hastanesi Genel Cerrahi Uzmanı Dr. Tufan Hacıahmetoğlu, “Ağır kaldırma, uzun süre ayakta durmanın gerektiği işlerde çalışma, kronik öksürük (KOAH), şiddetli hapşırma, kronik kabızlık, prostat büyümesi hastalığı nedeniyle zorlu idrar yapma, gebelik, batın içi sıvı birikimine sebep olan hastalıklar (siroz, kalp yetmezliği), hızlı kilo alımı, yaşlılık nedeniyle doku mukavemetinin ve elastikiyetinin azalması fıtık oluşumuna neden olabilir” diye konuştu.

TEDAVİ EDİLMEZSE ÇOK BÜYÜK BOYUTLARA ULAŞABİLİR

En sık görülen şikayetin fıtık bölgesinde eforla belirginleşen, istirahatle kaybolan ağrı ve şişlik olduğunu söyleyen Uzm. Dr. Tufan Hacıahmetoğlu, “Hastalar ani gelişen fıtıklarda yırtılma hissini tarif ederler. Fıtık kesesi içine bağırsağın girdiği ve sıkışma yaptığı durumlarda bulantı, kusma, şiddetli karın ağrısı gibi bağırsak tıkanıklığı bulguları görülebilir. Bu durumlara ek fıtık bölgesinde kızarıklık ve ateş gibi sistemik belirtiler de yaşanabilir. Fıtıklar tedavi edilmediğinde çok büyük boyutlara ulaşabilir. Kasık fıtıkları tedavi edilmediğinde ise büyüyerek testis torbasına uzanırak, cinsel hayatı olumsuz yönde etkileyebilir” dedi.

Halk arasında kasık bağı olarak bilinen fıtık bağlarının ise fıtığın büyümesini önlemediğini, aksine uzun süre kullanımda dokularda oluşturduğu travma nedeniyle yapışıklıkları artırdığını sözlerine ekleyen Uzm. Dr. Tufan Hacıahmetoğlu, fıtığa karşı alınabilecek önlemleri ise şu şekilde sıraladı: “Kiloyu kontrol altında tutmak, kabızlığa dikkat etmek, prostat hastalığı varsa erkenden tedavisini olmak, ağır kaldırmaktan kaçınmak ve sigara içmemek büyük önem taşıyor”

 CERRAHİ TEDAVİ TEK ÇÖZÜM

Fıtığın tek tedavisinin cerrahi yöntemler olduğunun altını çizen Uzm. Dr. Tufan Hacıahmetoğlu, fıtık tedavisi hakkında şu açıklamalarda bulundu: “Şikayeti olmayan küçük fıtıklar izlenebilir. Ancak bu hastaların 5 yıl içinde %50’sinde şikayetlerin başladığı ve fıtıkların boyutlarının artış gösterdiği biliniyor. Büyük fıtıkları olan veya acil ameliyat edilmesi gereken hastaların ameliyat döneminde ve sonrasında konforu azalıyor. Fıtık ameliyatlarında kapalı yöntemle yapılan ameliyatlar giderek yaygınlaşıyor, özellikle hasta konforu için kapalı yöntemin avantajları da oldukça fazla. Ancak ameliyat tekniğine karar verirken hasta bazlı değerlendirme yapmak gerekiyor. Hastanın yaşı, ek hastalıklarının olup olmadığı, genel anestezi alıp alamayacağı, fiziksel aktivite durumu mutlaka göz önünde bulunduruluyor. Ek olarak fıtığın tipi, büyüklüğü, tekrar eden fıtık olup olmadığı gibi fıtıkla ilgili faktörlerin de dikkate alınması gerekiyor.”

 1 HAFTA İÇİNDE GÜNLÜK AKTİVİTELERE BAŞLANABİLİYOR

Fıtık ameliyatlarında hastanede yatış süresinin genellikle 1 gün olduğunu söyleyen Uzm. Dr. Tufan Hacıahmetoğlu, ameliyat sonrası dikkat edilmesi gerekenler hakkında bilgiler aktardı: “Hastalar kapalı ameliyatlardan sonra 3 ile 5 gün içinde, açık ameliyatlardan sonra ise 1 hafta içinde gündelik aktivitelerine devam ediyorlar. 2 hafta sonra hafif egzersizlere başlayabiliyorlar ancak ağır egzersizler 3 ay önerilmiyor. Ameliyatlardan sonra kanama, enfeksiyon gelişimi, ameliyat bölgesinde sıvı birikimi gibi komplikasyonlar erken dönemde görülürken, kronik ağrı ve erkeklerde testislerin küçülmesi nadir de olsa geç dönemde görülebiliyor.”

Yorum Yaz