Pnömotoraks (Akciğerin Sönmesi)Tedavisi

Prof. Dr. Mustafa Yüksel
MÜTFV Academic Hospital
Göğüs Cerrahisi Bölümü 

http://www.academichospital.com.tr

Göğüs boşluğunun sağ ve sol tarafında yer alan akciğerler, biri göğüs duvarının iç yüzeyini örten diğeri ise akciğerlerin dış yüzeyini kaplayan çok ince 2 kılıfla sarılmışlardır. Akciğer zarı ya da plevra adı verilen bu 2 kılıf arasında normalde hava bulunmaz ve bu alandaki basınç negatif değerlerdedir. Akciğer dokusu normalde aynı bir balon gibi büzülme ve sönme eğiliminde olmasına rağmen plevra boşluğundaki bu negatif basınç sayesinde şişkin kalmakta ve nefes alma sırasında solunum kasları ile göğüs boşluğu daha fazla genişletildiğinde içeriye bir miktar hava girmekte, nefes verme ile alınan hava dışarı atılmaktadır. Ancak en zorlu nefes verme sonunda bile akciğerlerde belirli bir miktar hava daima kalmaktadır yani akciğer tamamen sönmemektedir. Akciğeri çevreleyen ve aslında gerçek bir boşluk olmayan bu sanal boşlukta çok az miktarda kaygan bir sıvı bulunur ve bu sayede soluk alıp verme esnasında akciğerler hareket edebilir.

Göğüs duvarı yaralanmalarında olduğu gibi dışarıdan veya akciğer hastalıklarına bağlı olarak akciğer dokusunun yırtılması sonucu içeriden plevra boşluğuna hava girmesi halinde bu boşluktaki basınç negatif değerlerden nötr yada pozitif değerlere yükselir ki bu durumda akciğer kendisini açık tutacak bir güç kalmadığından aynı bir balon gibi söner. Pnömotoraks adı verilen bu durumda sönen akciğer kısmen ya da tamamen solunum işlevini yerine getiremez hale gelir.

Pnömotoraks nasıl oluşur?
Yukarıdaki tanımdan anlaşılacağı gibi pnömotoraks başlıca 2 grupta sınıflandırılır.1-Travmatik 2-Spontan. Travmatik pnömotoraksta göğüs duvarını delerek plevra boşluğuna hava girmesine neden olan bir yaralanma söz konusu iken, spontan (kendiliğinden olan) pnömotoraksta ise akciğer dokusunun yırtılması ile havayollarımızdan plevra boşluğuna kaçak olması tabloya neden olmaktadır. Spontan pnömotoraks bazen KOAH (Kronik Obstrüktif Akciğer Hastalığı), akciğer tüberkülozu, astım, akciğer kanseri, bronşektazi, akciğer absesi gibi altta yatan hastalığının akciğer dokusunda yaptığı tahribat ve yırtılma sonucunda bazen de hiçbir akciğer hastalığı olmayan sağlıklı bireylerde ortaya çıkabilir.

Pnömotoraksın belirti ve bulguları nelerdir ?
Altta yatan hiçbir hastalığı olmayan sağlıklı bireylerde meydana gelen pnömotoraks istirahat halinde ya da egzersiz sırasında ortaya çıkabilir. Bu hastaların solunum kapasileri normal olduğundan genellikle çok ciddi belirtiler ortaya çıkmaz ve hasta bu nedenle bazen hekime başvurmakta gecikebilir. Ancak bunun tersine olarak altta yatan akciğer hastalığı nedeniyle solunum kapasiteleri zaten sınırlı olan hastalarda ortaya çıkan pnömotoraks ise daha gürültülü bir klinik tabloya neden olur ve çoğu kez hastayı hemen acil servise başvurmaya zorlar.
Pnömotoraksın ana belirtileri ani başlayan göğüs ağrısı ve nefes darlığıdır. Bu belirtilerin şiddeti hastadan hastaya değişebilir. Önceden KOAH, astım gibi obstrüktif havayolu hastalığı olanlarda zaten varolan nefes darlığı pnömotoraks sonrası şiddetlenebilir ve hastada siyanoz, solunum yetersizliği gibi ciddi, hayatı tehtid eden klinik tablolar ortaya çıkabilir.

Tanı
Ani göğüs ağrısı ve nefes darlığı yakınması ile hekime başvuran hastanın fizik muayenesinde pnömotoraks olan tarafta solunum sesleri azalmış ya da kaybolmuştur. Hastada tablonun ciddiyetine göre taşikardi, solunum sayısında artma, siyanoz gibi bulgular saptanabilir. Kesin tanı akciğer grafisinde hasta taraf akciğerinin söndüğünün görülmesi ile konulur. Akciğer grafisinde ayrıca altta yatan akciğer hastalığına ait bulgularda saptanır. Akciğer grafisinde pnömotoraksa neden olacak bir hastalık görülmüyorsa bilgisayarlı tomografi ile daha detaylı bir inceleme yapılması gerekir.

Tedavi

İstirahat ve Oksijen tedavisi : Sağlıklı bireylerde görülen akciğerin kısmen söndüğü (%10 dan az) pnömotoraks olgularında hasta istirahat ve burundan verilen Oksijen tedavisi ile takibe alınır. Eğer 1 hafta içersinde plevra boşluğundaki hava geri emilirse yani kaybolursa başka bir tedaviye gerek kalmaz. Bu tür hastalarda çekilen bilgisayarlı tomografide bazen akciğerin üst loblarında küçük hava kistleri görülür ve pnömotoraksın bu kistlerden birinin yırtılması ile oluştuğu anlaşılır.

Basit aspirasyon : %15 ten daha fazla alanı kaplayan ve altta yatan akciğer hastalığı olmayan pnömotoraks olgularında bu yöntem uygulanabilir. Lokal anestezi yapıldıktan sonra göğüs duvarından ince bir iğne ile plevra boşluğuna girilerek buradaki hava aspire edilir (geri çekilir). kontrol grafisinde pnömotoraks düzelmiş ise başka bir tedaviye gerek kalmaz.

Göğüs tüpü ile drenaj: Altta yatan bir akciğer hastalığına bağlı olarak gelişmiş pnömotorakslarda ve travmatik pnömotorakslarda ilk aşamada uygulanacak tedavi yöntemidir. Ayrıca %15 ten daha fazla alanı kaplayan veya baştaki diğer 2 yöntemin uygulanmasına rağmen başarı sağlanamayan altta yatan akciğer hastalığı olmayan spontan pnömotoraks olgularında uygulanması gereken diğer tedavi seçeneğidir. Bu yöntemde lokal anestezi sonrası göğüs duvarından plevra boşluğuna plastik steril bir tüp sokulur ve bu tüpün açıkta kalan ucu dışarı hava çıkmasına yani havanın drene edilmesine izin verecek ancak dışarıdan içeri hava girmesine izin vermeyecek kapalı bir sisteme bağlanır. Bu sayede plevra boşluğundaki hava kısa sürede boşaltılarak akciğerin yeniden açılması sağlanır.

Cerrahi girişim: Göğüs tüpü takılmasına rağmen düzelmeyen ya da tekrarlayan pnömotorakslarda artık cerrahi yöntemlerin uygulanmasına gerek vardır. Cerrahi yöntemde ameliyathane koşulları ve genel anestezi altında göğüs boşluğuna girilerek akciğer veya göğüs duvarında hava kaçağına neden olan yırtıklar tamir edilir.

 

Yorum Yaz