Zatürreden Korunmak İçin Neler Yapmalıyız?

http://www.maltepehastanesi.com.tr/

Zatürre (pnömoni) akciğer dokusunun iltihaplanmasıdır. Bakteriler başta olmak üzere çeşitli mikroorganizmalara bağlı olarak meydana gelir. Zatürreler tüm dünyada ve ülkemizde en sık görülen ve en fazla ölüme neden olan hastalıklar arasındadır. Türkiye’de beşinci sıradaki ölüm sebebidir. Özellikle, bebeklerde, çocuklarda, yaşlılarda ve bilinen başka bir hastalığı olan kişilerde zatürreler daha ölümcül olabilmektedir.

Dünyada her yıl 5 yaşın altında 10 ile 12 milyon çocuk zatürre nedeniyle ölmektedir. Bu ölümlerin %90’ı gelişmekte olan ülkelerde olmaktadır. Ülkemizde 1-12 aylık bebek ölümlerinin %48’inden zatürre sorumludur. Bir ile dört yaş grubunda bu oran %42’dir. Erken teşhis ve tedavi ölümleri önlemede son derece önemlidir.

Bazı zatürre türlerinde hasta kişiden sağlam kişilere doğrudan bulaşma riski vardır. Ama, hastalık çoğunlukla, hastanın kendi ağız, boğaz veya sindirim kanalında bulunan mikropların akciğere ulaşmasıyla meydana gelmektedir. Normal durumlarda hastalığa neden olmayan bu mikroplar, vücut savunması zayıf düşmüş kişilerde zatürre oluşturur.Zatürrenin ortaya çıkmasında bulaşmadan çok, kişinin vücut direncini kıran risk faktörleri rol oynar. Zatürreye zemin hazırlayan grip ve benzeri viral solunum yolu infeksiyonları ise çok bulaşıcıdır. Hapşırık ve öksürükle yayılabildikleri gibi, ağız ve burun sekresyonlarıyla bulaşma, bardak, mendil, çatal-kaşık, kapı kolu gibi eşyalar aracılığıyla diğer kişilere geçebilirler.
Bir kişinin zatürreye yakalanmasını kolaylaştıran çeşitli risk faktörleri vardır. Bunlardan korunmak mümkün olabilirse, zatürreler önlenebilir. Erişkinlerde; ileri yaş, kronik hastalıklar: akciğer hastalıkları (KOAH, bronşektazi, akciğer kanseri), kalp hastalıkları, böbrek hastalıkları, karaciğer hastalıkları, şeker hastalığı, sinir sistemi hastalıkları, inmeler, bunama, yutma güçlüğü yapan durumlar, bağışıklık sistemi hastalıkları (AIDS, kan ve lenf bezi kanserleri), sigara kullanımı, alkol alımı, kusmalar, geçirilmiş uzun süren ameliyatlar, grip salgınlarıdır. Çocuklarda ise; 2 yaş altında olmakdüşük doğum ağırlığı, erken doğum, anne sütü ile beslenememe, yeterli beslenememe, D vitamini eksikliğidüşük sosyoekonomik düzey, kalabalık yaşam koşulları, altta yatan kronik hastalıkların varlığı, doğumsal kalp, akciğer hastalığı, şeker hastalığı, yetersiz aşılanma, kızamık ve boğmaca aşılarının etkin bir şekilde uygulanmaması, başta sigara olmak üzere hava kirliliği, kış mevsimi, anne yaşı ve eğitimidir.

Zatürre Belirtileri

Tipik zatürre, genellikle üşüme-titreme, 39-40°C’ye varan yüksek ateş, öksürük, kirli, iltihaplı (yeşil, sarı, pas rengi) balgam çıkarma ve yan ağrısıyla ani olarak ortaya çıkar. Atipik formlarda ise, sinsi bir başlangıç söz konusudur. Birkaç gün devam eden iştahsızlık, halsizlik, eklem ve kas ağrılarını takiben kuru öksürük, ateş yükselmesi, bulantı, kusma, baş ağrısı gibi belirtiler görülebilir.

Çocuklarda zatürre belirtileri çocuğun yaşına ve zatürreye yol açan etkene göre değişim gösterebilir. Zatürresi olan çocuklarda bazen tek bulgu hızlı soluma olabilir. Zatürre akciğerlerin karna yakın alt kısımlarını etkilediğinde, solunum sistemi ile ilgili hiçbir bulgu olmaksızın çocuklarda sadece ateş, karın ağrısı ve kusma şikayeti olabilir. Öksürük balgam, hızlı soluma nefes darlığı, çekilmelerin varlığı (göğüs kafesinin altındaki ve kaburgaların arasındaki kasların her nefes alma ile içeri çekilmesi) göğüs ağrısı, baş ağrısı, kas ağrısı, azalmış aktivite, büyük çocuklarda iştah azlığı ya da küçük çocuklarda beslenememe, kusma, karın ağrısı, nadiren dudaklarda ve tırnaklarda morarma diğer belirtilerdir.

Nefes darlığı, hızlı nefes alıp verme, ateşin 38.9°C’den, 6 aydan küçük çocuklarda ise 38°C’den yüksek olması durumlarında doktora başvurulmalıdır.

Hastanın yakınmaları zatürreyle uyumlu ise, genellikle yapılan muayene ve akciğer röntgenindeki bulgularla tanı konulabilir. Gerekli durumlarda kan ve balgam tahlilleri yapılabilir.

Zatürre bazen grip, soğuk algınlığı ve bronşit gibi hastalıklarla karışabilir. Bu gibi hastalarda, ateşin üşüme-titremeyle yükselmesi ve 39-40°C’ye kadar çıkması, hastanın genel durumunun bozulması, hastalığın ağır seyredip uzun sürmesi, koyu renkli, kanlı balgam ve göğüs ağrısının eşlik etmesi durumunda, mutlaka zatürre olasılığı dikkate alınarak araştırma yapılmalıdır.
Birçok vakada zatürre evde tedavi edilebilir. Ağır olguların, yaşlı hastaların, oksijen tedavisi veya yoğun bakım desteği gerektiren hastaların hastaneye yatması gerekir. Tedavi hastaya göre değişir. Tedaviye erken başlandığında ve ayaktan tedavi edilebilen olgularda, sonuçlar yüz güldürücüdür. Ancak, teşhis ve tedavisi gecikmiş, ağır zatürre olgularında ölüm oranı yüksektir.

Zatürreden Korunma

Zatürreden korunmak için zatürre oluşumunu kolaylaştıran olumsuz faktörler düzeltilmelidir. Bu amaçla müzmin hastalıkların uygun şekilde takip ve tedavisi, stresten kaçınma, dengeli beslenme ve hijyenik barınma koşullarının sağlanması, alkol, tütün ve ilaç bağımlılığının kontrolü ile ağız ve mide içeriğinin solunum yollarına kaçmasına (aspirasyon)yol açan risk faktörlerinin azaltılması gerekir. Zatürreye yol açabilen veya kolaylaştırıcı olan grip salgınları sırasında kalabalıkla temasın azaltılması, maske kullanılması önerilir.

Yüksek riskli kişilerin zatürreye karşı bağışıklığının arttırılmasına yönelik olarak, pnömokok aşıları ve yıllık grip aşısı uygulamaları da zatürreden korunma stratejileri arasında yer alır. Özellikle yüksek riskli gruba grip bulaştırabilecek kişilerin aşılanması, korunma için önerilmektedir.

Yeterli beslenememe çocuklarda zatürre gelişimini kolaylaştıran en önemli faktördür. Ülkemizde bebeklerin %10’dan azı, doğumu izleyen üç ay içinde sadece anne sütüyle beslenebilmektedir. Anne sütü bebeklerin bağışıklık sistemini güçlendirmekte ve aşılara daha iyi yanıt verilmesini sağlamaktadır. Bu nedenle, yeterli anne sütü alımının teşvik edilmesi gerekmektedir. Çocukların sigaraya maruz kalması zatürre sıklığını, hastaneye yatışları ve ölümü artırmaktadır. Çocuklardaki pasif sigara içimi (sigara dumanına maruziyet) engellenmelidir.

Ülkemizde aşılanma oranları oldukça düşüktür. Kızamık, boğmaca ve tüberküloz çocuklarda en önemli zatürre etkenleridir. Bu nedenle, söz konusu hastalıklara ait aşıların yapılması zatürre sıklığını azaltacaktır. Yine çocuklarda zatürre nedenleri arasında sık rastlanan bir bakteri olan Haemophilus influenzae’ye karşı geliştirilen H. influenzae tip b aşısının çocuklardaki rutin aşılama programına dahil edilmesi önemlidir.

Yorum Yaz